Ağdiye Risalesi yemek tarihimizdeki ilk telif eser olarak bilinir. Kitap “1127 yılında (1715) Sultan Ahmed Salis Hazretleri Mora Seferine giderken Edirne’ye uğrayıp Suyolcular Kethüdası Mirza Efendi hanesinde ziyafette Mirza Efendi’nin yapmış olduğu yemekler“dir[1]
Mine Esiner Özen tarafından günümüz Türkçesine uyarlanan bu eser Türkçe, 27 satırlı olarak, 22 yaprak aharlı sarı kağıda yazılmıştır. AĞDİYE RİSALESİ yazısına devam et →
Süt böreği “Ağdiye Risalesi”nden bir tarif. Son derece hafif bir…… Teoride adı börek ama herhangi bir sınıflamaya sokmaya imkan yok. Malzemelerine ya da yapılış tarzına baktığınızda, börek sınıflandırmasına girmesinin sebebini de anlayamayacaksınız ama ismi bu. SÜT BÖREĞİ yazısına devam et →
Sarımsaklı (Sarmısaklı) Yahni tarifimiz Melceü’t-Tabbahin’den. Son derece basit bir reçete ama kesinlikle denemeye değer. Damağına düşkün herkese hiç tereddüt etmeden tavsiye edebilirim. SARIMSAKLI (SARMISAKLI) YAHNİ yazısına devam et →
Hodan Otu Yemeği baharın geldiğini müjdeleyen hodan otundan yapılan oldukça eski bir Anadolu lezzeti. Bu otun depresyona iyi geldiği, bu yüzden antik çağlarda askerler tarafından sık sık yendiği söyleniyor. Kansere karşı koruyuculuk, idrar söktürücülük vb. etkileri de varmış fakat bunların ne derece gerçek olduğu, hangi pişirme ya da yeme usullerinde bu etkileri verdiğini bilmiyorum. Beni ilgilendiren lezzetiydi ve karşınıza çıkmaya hak kazanacak kadar güzel ve özgün bir tada sahipti. HODAN OTU YEMEĞİ yazısına devam et →
Maklube (Balıklı omlet) de “Tarrih Balığı Püresi” gibi bir Abbasi Sarayı yemeği ve Kitabü’t-Tabih’teki orijinal tariflerden biri.
Maklube de Van İnci Kefali kullanılarak yapılıyor. İnci kefali bulduğumda hem püreyi hem de maklubeyi yapmış fakat balıkları son turfanda olarak bulduğum ve mevsim dolayısıyla bir daha rastlamadığım için, pürenin tarifini vermiş ama maklubeyi vermekten vazgeçmiştim. MAKLUBE (BALIKLI OMLET) yazısına devam et →
Mücver tarifimiz Turabi Efendi’nin Melceü’t Tabbahin çevirisi olan “A manuel of Turkish Cookery” adlı kitabının Türkçe çevirisinden. Mücver yerine mücirim, micmer ve mücmer kelimeleri de kullanılıyor. MÜCVER (MAYDANOZLU OSMANLI MÜCVERİ) yazısına devam et →
“Ayva murabbası” tarifi Melceü’t-Tabbahin’den. Murabba, 5 yy’da turunç kabuğuyla yapılan kuru bir şekerleme anlamına gelirken, 19. yy’a gelinceye kadar anlam değiştiriyor ve meyve ezmesi ya da süzülmüş meyve suyundan yapılan kıvamlı reçel anlamında kullanılmaya başlıyor.
Bu koyu reçel, o dönem Osmanlı İmparatorluğunda, bugünkü anlamda kahvaltı alışkanlığı yerleşmediğinden, tatlı olarak tüketiliyordu. Murabbaların içinde ayva murabbasının ise özel bir yeri vardı. Çekirdeğinin özelliği sayesinde jelatinsi bir hale gelen ayva murabbası sevilen ve en çok yapılan murabba idi desek yalan olmaz. Lafın güzeli kısa olandır diyelim ve tarifimize geçelim. MURABBA – AYVA MURABBASI yazısına devam et →
Paça böreği Mahmud Nedim bin Tosun’un “Aşçıbaşı” kitabından bir tarif. Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden olan paçanın değişik bir versiyonu. Değişik bir tat diyemiyorum çünkü paçanın tadını değiştirecek ya da ona katkıda bulanabilecek bir lezzet öğesi olayın içine katılmıyor. Sakatat, özellikle de paça sevenler için denenebilecek bir yöntem. PAÇA BÖREĞİ yazısına devam et →
Van İnci Kefali (Tarrih balığı) püresi Bağdadi’nin Kitabü’t-Tabih’inden bir yemek ama Şirvani’nin çevirirken kitaba eklediği tariflerden değil. Orijinal, Abbasi Sarayında yenilenlerden. Üstelik bu yemek çok özel. Çünkü yapıldığı balık, bugün yanlış ve aşırı avlanma yüzünden tehlikede olduğu belirtilen Van İnci Kefali. VAN İNCİ KEFALİ (TARRİH BALIĞI) PÜRESİ yazısına devam et →
Türk kahvesi denildiğinde hemen herkesin aklına, bulunduğu çevreyi muhteşem kokusu ile donatan bir lezzet abidesi gelir. Bu lezzet abidesi dünyaya, Osmanlı imparatorluğu döneminde yayılmış olmasına rağmen, Osmanlı kahvesi değil, Türk kahvesi adıyla tanınmış ve ün yapmıştır. Bununla beraber Türk kahvesi bir ürün değil, bir yöntemdir.TÜRK KAHVESİ yazısına devam et →