Kategori arşivi: Osmanlı Halk Yemekleri

EBEGÜMECİ – GÖMEÇ KAVURMASI

Çarşı pazar gezip “hangi mevsimde hangi sebze-meyve-balık yenir?” sayfası için bakınırken eski bir dosta rastladım. Bu sefer biraz güneye inip, Akdeniz – Ege mutfağının Osmanlı mutfağına kattıklarından bir halk yemeği vereyim dedim. Karşınızda özellikle Kıbrıs’ta pek sevilerek yapılan, yüzyılları lezzetinin hakkıyla geçmiş bir ot yemeği: Kıbrıs usulü ebegümeci kavurması ya da Kıbrıs’ta bilinen adıyla Gömeç Kavurması

EBEGÜMECİ – GÖMEÇ KAVURMASI yazısına devam et

MİDYE PİLAKİSİ

Midye Pilakisi Ayşe Fahriye’nin “Ev Kadını” kitabında yer alan bir tarif. Her ne kadar “Osmanlı böyle şeyler yememiştir, yiyemez” diye ortaya çıkanlar var ise de, benzer yemeklerin Melceü’t-Tabbahin’de de olması yediklerini, hem de severek yediklerini ortaya koyuyor. Osmanlı’dan kalma istiridye, midye, ıstakoz ve karides ile ilgili pek çok tarif var.

MİDYE PİLAKİSİ yazısına devam et

ETLİ KABAK ÇİÇEĞİ DOLMASI

Bizim mutfağımızda “yalancısı” olan her dolmanın mutlaka etlisi de olur. Elimdeki dönem kitaplarının hiç birinde kabak çiçeğine ait bir tarif yoktu. Hep eski tarifler yeniye uyarlanacak diye bir kural yok ki. Ben de reçete eskiden olsa nasıl olabilirdi diye düşünüp, bir tane hazırladım.

ETLİ KABAK ÇİÇEĞİ DOLMASI yazısına devam et

DÖĞME (DÖVME) HIYAR SALATASI

Döğme hıyar salatası 1844’te Mehmed Kamil tarafından yazılmış olan Melceü’t Tabbahin’den bir yemek. Daha doğrusu salata. Esas metne derkenar olarak eklenmiş (Farsça olan der-kenâr sözlükte “kenara veya alta yazılmış yazı, not, esas metne göre çıkma” şeklinde geçiyor).

Aslında salata yerine meze demek daha doğru olabilir. Farklı bir lezzet. En azından bir kere denenmesini öneririm.

DÖĞME (DÖVME) HIYAR SALATASI yazısına devam et

FRENK ÜZÜMÜ TATLISI

Frenk üzümü tatlısı tarifimiz Mehmed Kamil’in yazmış olduğu Melceü’t-Tabbâhîn’den. Damağına düşkün her kişinin denemesi gereken bir lezzet. Yapımı böylesi basitken bu lezzeti tatmamak, hayatın güzelliklerinden birini kaçırmak.

Her ne kadar tatlı diyorsak da hoşafa daha yakın. Az malzeme gerektiriyor ama siz içine baharat ilavesi de yapabilirsiniz. Bununla beraber önce mutlaka saf halini bir deneyin derim.

FRENK ÜZÜMÜ TATLISI yazısına devam et

MEDFUNE – EKŞİLİ ETLİ PATLICAN

Medfune yani ekşili etli patlıcan yemeğimiz de Ağdiye Risalesi’nden. Son derece hafif, en sıcak günün akşamında bile rahatça ve keyifle yenebilecek bir et yemeği.  Lezzeti tam, hazmı ise gayet kolay. Üstelik diyete de son derece uygun. Yağ kullanılmıyor. Tuz ise sadece patlıcanın haşlandığı suya konuluyor.

MEDFUNE – EKŞİLİ ETLİ PATLICAN yazısına devam et

Tarla Balığı

Osmanlı’da patlıcana “tarla balığı” denilmekle birlikte Ağdiye Risalesi’nde bir yemeğin ismi olarak da geçmektedir. Her ne kadar yemek olarak geçiyorsa da “tarla balığı”nı esas yemek değil, etin yanına bir çeşit ya da meze olarak düşünmek çok daha mantıklı. Sirke tadının hissedildiği bu yemek daha önce tadılmadık, farklı bir şey yemek isteyenlerle, sirke sevenler için.

Tarla Balığı yazısına devam et

SAKIZ KABAĞINDAN KARNIYARIK

Osmanlı mutfağı denemeye ve gelişmeye açık bir mutfak olarak hüküm sürdü. Bu gelenek Türk mutfağında bugün de devam ediyor. Bununla birlikte bazılarının Osmanlı mutfağı hakkında belirli bir altyapıya, kimya bilgisine ve damağa sahip olmadan yaptığı “bugüne uyarlama”lar yemek kültüründe yarattığı hasarın yanında, lezzet kaybına da sebep oluyor.  

SAKIZ KABAĞINDAN KARNIYARIK yazısına devam et