Şevket-i bostan Osmanlı mutfağına Girit mutfağından girdiği rivayet edilen bir yemek.
Akkız, şevket otu, bostan otu, mübarek dikeni olarak da anılan bu yararlı bitkinin, eğer iyi yapılırsa, tadına doyulmaz bir yemeği olur. Zor bir yemek değil. Özellikle de ayıklanmış olarak satın alınmışsa.
Dolma, bir Türk klasiğidir. Burada vereceğim etli lahana dolması tarifi ise, Mahmud Nedim’in “Aşçıbaşı” kitabından. Yüzyıllardır neredeyse hiç değişmeden yapılan bir tarif. Binlerce yıllık geleneğin taçlandırdığı yemeklerden biri ve kışın, asla onsuz geçirilmemesi gereken bir lezzet. Lafı daha fazla uzatmadan tarife geçeyim. DOLMA – ETLİ LAHANA DOLMASI / SARMASI yazısına devam et →
Cibez salatası bir halk yemeği. Saraya falan gitmemiş hatta yemek kitaplarına bile girememiş ama bu onun lezzetine engel olmamış.
Belki bunu okuyanların arasında cibezin ne olduğunu bilmeyenler olabilir. Cibez, karnabahar ve lahana koparıldıktan sonra onların köklerinden filizlenip gelişir. Hem karnabaharınkine hem de lahananınkine aynı ad veriliyor. Karnabaharınkiler koyu yeşil, lahananınkiler ise daha açık yeşil olanlar. Salatanızı bir ya da iki çeşitten yapabilirsiniz. Zaten akraba sebzeler oldukları için tatları da uyumlu. CİBEZ / CİBES SALATASI yazısına devam et →
Lokum ya da tüm dünyanın bildiği adıyla Turkish Delight. Bütün Türk yemeklerinin peşinde olunsa bile, lokumun bize ait olduğu o kadar biliniyor ve kabul ediliyor ki, sonuçta bize Türk mutfağının keşfi bırakılacak tek şey varsa, o da lokum olacaktır.
Küçük, tatlı ve tuzlu hamur işlerine verilen ad da lokum ama bu yazımızda işleyeceğimiz “rahatü’l-hulkum” yani “boğaz rahatlatan” anlamındaki tatlımız-şekerlememiz. Uzun lafı kısa keserek önce tarifini – reçetesini veriyor ardından da lokum hakkında bilgi vermeye devam ediyorum. LOKUM – LATİLOKUM – RAHATÜ’L-HULKUM yazısına devam et →
Yeni dünya kebabı Gaziantep yöresi yemeklerinden. Oldukça eski bir kebap. Orta Asya’dan gelmiş olma ihtimali var. Çünkü adı Amerika’yı andıran yeni dünya ya da Akdeniz’i andıran Malta eriği olsa bile Güney Çin’den gelen bir meyve. Üstelik baharat olarak da sadece karabiber kullanılıyor YENİ DÜNYA KEBABI – MALTA ERİĞİ KEBABI yazısına devam et →
Osmanlı usulü mercimek çorbası tarifi Mahmud Nedim bin Tosun’un “Aşçıbaşı” isimli kitabından. Normal mercimek çorbasından biraz farklı. Yapımında hangi mercimeğin kullanılacağı belirtilmemiş olduğundan kırmızı mercimekle yaptım. Siz istediğiniz herhangi bir mercimek türüyle yapabilirsiniz.
Mercimek ve mercimek çorbası üzerine oldukça uzun bir yazı olacak, o yüzden önce özel bir mercimek çorbası tarifi verelim, merak edenler gerisini aşağı doğru okumaya devam etsinler.
İşte geçmişten gelen bir başka güllaç çeşidi. 19. yüzyıldan bir esinti güllaç paludesi. Melceü’t-Tabbahin’den. Bu güllaç çeşidi de, hiç süt kullanılmadan imal ediliyor. Ramazan bitmeden denenmesi gereken çeşitlerden. Tabi Ramazan şart değil. Kenarda güllaç yaprağınız varsa ya da bulabiliyorsanız istediğiniz an yapabilirsiniz GÜLLAÇ PALUDESİ yazısına devam et →
Ciğer sarma, Ağdiye Risalesinde yer alan yemeklerden biri. Risalede “Ciğer Micmeri” adıyla yer alıyor.
Ciğer sarma bana göre Osmanlı – Türk mutfağının en önemli yemeklerinden biri. Yapımının her aşaması farklı bir ustalık gerektiriyor. Malzemelerden kuzu gömleği ve karaciğer her daim var ama bunların haricinde çok fazla değişim yaşanabiliyor. Aynı şekilde teknik de farklılaşabiliyor.
Tavsiyem, ilk kez yapıyorsanız tarifin yanında açıklamaları da iyice okuyun. Çünkü hiç de yazıldığı gibi kolayca halledilemeyen bir çok etaba sahip. CİĞER SARMA yazısına devam et →
Kuzey Amerika kökenli kabağın bir çok cinsi ve her cinsin envai çeşit yapılışı vardır. Bizim bu tarifimizde bahsedeceğimiz ise bal ya da helvacı kabağından yapılan kabak tatlısı
Kabak tatlısının yapılışı o kadar basit ki, başat olarak sayabileceğimiz Osmanlıca yemek kitaplarında tarifi bile verilmiyor. Bununla birlikte tarifinin verilmemesi, kabak tatlısının muhteşem tadına gölge düşürmüyor. Yurdumuzda bu kadar lezzetli kabaklar yetiştirilirken ve kabak tatlısını yapmak bu kadar kolayken, kışı en az bir kere olsun kabak tatlısı yapmadan geçirmeyin derim. Tarihçesine gelince…. ilgilenirseniz tarif ve püf noktalarından sonra onu da yazdım. KABAK TATLISI yazısına devam et →
Kıbın’ın reçetesini çıkartmak yıllardır aklımdaydı ama bir türlü kısmet olmadı.
Nasıl tanıştım? Discovery Channel’de bir tanıtım izlemiştim. Kaybolan diller hakkında. İşin ilginç tarafı ben bu dili anlıyordum. Bu kaybolmuş dilin bir tarafı bendeydi çünkü. Konuşanlar Karay Türkleriydi. Hazar İmparatorluğunun mirasçıları. “Benim adım Diana Lavrinovich” diye başlıyordu söze. Masterchef Deniz Orhun ile birlikte hazırladığımız kitap için bir yazı hazırlarken “kıbın” yeniden aklıma geldi ve bu sefer bu işi sallamadan halletmeye karar verdim. KIBIN – KYBYN – KİBİNAİ – KIBINAS yazısına devam et →