Kategori arşivi: Osmanlı Saray Yemekleri

KABAK TATLISI

Kuzey Amerika kökenli kabağın bir çok cinsi ve her cinsin envai çeşit yapılışı vardır. Bizim bu tarifimizde bahsedeceğimiz ise bal ya da helvacı kabağından yapılan kabak tatlısı

Kabak tatlısının yapılışı o kadar basit ki, başat olarak sayabileceğimiz Osmanlıca yemek kitaplarında tarifi bile verilmiyor. Bununla birlikte tarifinin verilmemesi, kabak tatlısının muhteşem tadına gölge düşürmüyor. Yurdumuzda bu kadar lezzetli kabaklar yetiştirilirken ve kabak tatlısını yapmak bu kadar kolayken, kışı en az bir kere olsun kabak tatlısı yapmadan  geçirmeyin derim. Tarihçesine gelince…. ilgilenirseniz tarif ve püf noktalarından sonra onu da yazdım. KABAK TATLISI yazısına devam et

PIRASA MUSAKKASI

 “Karagöz Mutfakta” genelde yemekleri “anne tarifi” niteliğindeki kısa ve öz biçimde veren bir kitap. Kitap incelemesi bölümünde kendisine daha detaylı değineceğim ama şimdi yemekten konuşalım. Diyebileceğim şu; kitaptaki tarifi uyguladım ve memnun kaldım. PIRASA MUSAKKASI yazısına devam et

TATLILI ET

Et yemeklerinin meyve katkılı ve tatlı oluşu, bir dönem Osmanlı Saray mutfağında yaygın bir durumdu. Son dönemlerde, özellikle de Tanzimat’tan sonra içine meyve ve şeker/bal/pekmez giren etli yemek sayısı hayli azaldı ama yok olmadı. İşte tarifimiz de bu tatlı yemeklerden biri üzerine. Mahmud Nedim bin Tosun’un “Aşçıbaşı” (1900) isimli kitabından.

Şu kadarını söylemek gerekir ki yemek konusunda büyük konuşmamak gerek. Hele “Aman canım, tatlı et de mi olurmuş” dememek sonradan pişman olmamak için oldukça önemli.

TATLILI ET yazısına devam et

EVLİYA ÇELEBİ USULÜ HAMSİ PİLAKİSİ

Bu hamsi pilakisi tarifi, Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nden. Osmanlı çağının önemli tatbilirlerinden Evliya Çelebi. Her gittiği yerde, değişik ne varsa yiyor hatta bazen onları otantik hazırlanışlarının yanında, geleneksel Osmanlı usulleriyle de pişirtip öyle de deniyor. Bu hamsi pilakisi tarifi ise seyahatnamenin Trabzon bölümünde yer alıyor. EVLİYA ÇELEBİ USULÜ HAMSİ PİLAKİSİ yazısına devam et

DUTLU PİLAV

Dutlu pilav, 17. yüzyıl divan toplantılarında, divan toplantısı ardından vezirlere sunulan 6 çeşit yemekten ilk sırada verilenlerinden biri. Biz genelde çorbayı ilk olarak anmamıza rağmen dönemde ilk olarak pilav veriliyormuş.

Hedda Reindl-Kiel’in “Cennet Taamları” isimli makalesinde dönemde ilk yemek olarak pirinç pilavı anlamına da gelen “dane”nin verildiği belirtiliyor ve dane çeşitleri sıralanıyor; DUTLU PİLAV yazısına devam et

SADE YAĞ YA DA SADEYAĞ

Yemeğin içine konan malzemenin kalitesi lezzeti üzerinde çok etkili ise de, özellikle Osmanlı yemeklerinde, kuralı koyan yağdır. Ve Osmanlı’da yağ denildiği zaman akla “sade yağ” gelir

Sâde, revgan-ı sade, sarı yağ, sayağ, sadeyağ, rugan-ı sade adlarıyla da anılan yağdan söz ediyoruz. Batı mutfaklarında adı “clarified butter”. Doğu mutfaklarında kullanılan haline ise “ghee” deniyor. Hindistan ve Pakistan mutfağında çok kullanılıyor.

Sâde yağ, Osmanlı mutfağında en fazla kullanılan yağ. “Aşçıbaşı” isimli kitabında Mahmud Nedim bin Tosun tanımlama yaparken “tereyağı eritilerek yüzeye çıkan köpüğü almak suretiyle elde edilen, uzun süre dayanabilen, kısaca “sâde” de denen, yağ oranı yüksek bir yağ” diyor.

Mary Işın “Osmanlı Mutfak Sözlüğü”nde sade yağı “tereyağının eritilerek ayranı ve çökeltisi ayrılmış hali” olarak tanımlanıyor.

SADE YAĞ YA DA SADEYAĞ yazısına devam et

PATLICANLI PİLAV

Patlıcanlı pilav tarifimiz, Turabi Efendi’nin “A manual of Turkish Cookery” isimli Melceü’t-Tabbahin’in İngilizceye çevrilmiş versiyonundan.

Patlıcanın Türk-Osmanlı mutfağında her dönemde önemli bir yeti var. Hindistan kökenli bir sebze olup, Divanü Lugati’t-Türk’te “bütuge” adıyla geçiyor. Osmanlı mutfağı çeşitleri arasında her yüzyılda farklı pişirme yöntemleriyle adeta güncellenmiş, mutfaktaki yerini her dönem korumuş. Hatta haşlamasından bıkılıp kızartması popüler olduğunda bu yüzden sık sık çıkan yangınlara “patlıcan yangınları” adı bile verilmiş.

Patlıcanlı pilav yapımı ise kolay ama son derece lezzetli bir yemek. Özellikle de haşlama etin yanında muhteşem bir eşlikçi. Yapımına gelince; PATLICANLI PİLAV yazısına devam et

Patlıcan Kayganası

Kayganamızın tarifi Ağdiye Risalesi‘nden alınma. Tadı? Tadı da aynı DürrizadeNurullah Mehmed Efendi’nin bir yemeği tadını tarif ederken söylediği gibi; “Men lem yezuk lem ya’rif” yani “Tatmayan bilmez” Patlıcan Kayganası yazısına devam et