Sikencebin Melceü’t-Tabbahin ve Kitabü’t-Tabbahin’de tarifi bulunan bir şerbet. Mevlevi geleneği içinde önemli bir yere sahip olduğu biliniyor. Sirkencübin, serkencebin, sikengubin, sirkengebin, sikencübin adlarıyla da anılıyor. Binbir çeşit derde şifa olduğu yüzyıllardır yazılıp çizilen bir içecek. Ortaya çıktığı tarih net olarak bilinmiyor. İçindeki elma sirkesi nedeniyle, günümüzün “antioksidan” “toksin atıcı” trendleri ile de bire bir uyuşuyor.
Mevlana’nın sevdiği şerbet; Sikencebin
Mevlânâ Celâleddin-i Rûmî ” hayatta sevdiğim üç şey; sema, hamam ve şerbettir” demiştir. Mevlânâ Celâleddin-i Rûmî’nin oğlu olan Bahaeddin Sultan Veled, “Maarif” adlı eserinde 29. fasılda, bu şerbet hakkında “Sikencebin niçin safrayı iyi ediyor?” diye yazmıştır. Osmanlıların önleyici – koruyucu tıp anlayışının hayata gelmiş şekillerinden biri olan bu şerbeti sadece sağlık açısından verebileceği yararlar dolayısıyla değil, enfes tadı sebebiyle de herkese öneriyorum.
Sikencebin
Zorluk derecesi; 10 üzerinden 2
Malzemeler
- 1/2 bardak elma sirkesi (ya da uygun görülen sirkeden)
- 400 gr şeker (ya da 200 – 250 gr bal)
- 1/3 avuç mercanköşk
- 1,5 lt su (Notlar kısmını okuyarak karar verin)
Nasıl Hazırlanır
- Şekeri, sirkeyi (ve isterseniz suyu) tencereye koyun ve bir taşım kaynatın
- Bir torba vb. içine yerleştirdiğiniz mercanköşkü şurubun içine bırakın
- Kapağını kapatın ve soğumasını bekleyin
- Soğuduğunda torba içinde koyduğunuz mercanköşkü çıkartın
- Uygun bir kaba (ya da şişeye) koyarak saklayın ya da su ilave ederek karıştırıp servis edin.
Sikencebin için Notlar
– Orijinal tarifte 1/2 küçük boy yumurtanın akı iyice çırpılarak ekleniyor. Yumurta akı dönemde şeker iyi rafine edilemediğinden istenmeyen maddelerin yumurta akıyla birleşmesi için kullanılıyor yani kullanmanıza gerek yok.
– Tarifte verildiği gibi yaptım. Oldukça kıvamlı bir şerbet elde ettim. Büyük ihtimalle o dönemde şurup olarak saklanıyor ve istenildiğinde su katılarak servis ediliyordu. O yüzden tarife “istenirse” şeklinde 1,5 litre su koydum. Suyu koyarsanız şerbet, koymazsanız şurup elde edersiniz
– Sikencebin’i şeker yerine balla da yapabilirsiniz. Balla yapılan özellikle üst solunum yolları hastalıklarına karşı oldukça etkin bir koruyucu olarak kabul edilirmiş. Bunun yanında balın yüksek ısı derecelerinde kanserojen madde üretebildiği hatırdan çıkmamalı. İlkel sikencebin tarifinde hiç ısıtma-kaynatma yoktur. Bal ile sirke karıştırılır (bence 1,5 sirke – 1 bal uygun bir oran), üzerine isteğe göre farklı miktarda su ilave edilerek içilir
– Orijinal tarifte “Beyaz ya da uygun görülen adi sirkeden” diye yazılmış. Ben elma sirkesinden yapıldığını bir çok kaynakta gördüm. Bunun yanında bu tarifte mercanköşk olmasına rağmen bazı tariflerde neredeyse hiç ek yok, bazı tariflerde ise bir çok baharat ekleniyor. Bazı imalatçılar ise 21 taneden az baharat konmaması gerektiğini söylüyorlar. Sonuç olarak ana maddeler belli, gerisi sağlık için gerekli olabileceği düşünülen baharatın katkısı. Farklı sirkelerle denediğinizde, çok aynı tadın çok farklı lezzetlerine dokunabiliyorsunuz.
– Sikencebin (sirkencübin – sirkencebin – sirkengübin) şerbetinin Mevlana’nın icat ettiğini düşünenler/söyleyenler var. Bu yanlış bir bilgi. Bu şerbetin Eski Yunan’da dahi kullanıldığı bilinmektedir. Ne zaman ortaya çıktığı ise bilinmemektedir. Büyük ihtimal o zamandan yararı bilinen sirke ile lezzeti bilinen bal birleştirilerek bir sağlık içeceği hayata getirilmek istenmiş ve bu biçimde formüle edilmiş.
– Sikencebin her sirke ile ayrı tat verdiği gibi katılan baharatlarla da oldukça geniş bir tat çeşitliliğine sahip. Bu yüzden birbirine hiç benzemeyen iki sikencebin içebilirsiniz
Orijinal Sikencebin tarifi (Kitabü’t-Tabbahin)
Yüz dirhem a’lâ biyaz sirkeden yahud adi sirkenin takdir olunmışdan yahud üzüpâden bu kâl ile gelen sirkeden tedârik idüb bir tencereye 1 yumurtanın köpürmüş akı ve bir kıyye şeker ve bu hazırlanan sirkeyi birden vaz’idüb bir kere karıştırub ateş üzerine koyalar bir taşım kaynadub kabardıkda ateşden indirüp üzerine gelen köpüğüni alub der-‘akab bir kabza mâcurnâ ta’bir olunan merzincuş ya’ni Türkde mercanköşk didikleri otdan bir asdara çıkın idüb içine atub kapağını kapayub soğuyunca terk ideler ba’dehu usul-ü sâbık üzre süzüb şişelere ba’del-vaz’ hıfz oluna yaz güninde şerbetin şurubı lâtif olur pek meşhurdur.
(Osman Güldemir’in “Bir Osmanlı Yemek Yazması – Kitabü’t-Tabbahin” isimli kitabındaki çeviri yazıdan alınmıştır)
Melceü’t-Tabbahin’de “üzüpâden nu kâl ile gelen” kısmı, kitabın ilk çeviri yazısını yazan Cüneyt Kut tarafından “Avrupa’dan bokal ile gelen” şeklinde çevrilmiş. Melceü’t-Tabbahin’de. giriş kısmında bir de “Sirke şurubu dahi derler” şeklinde bir cümle yer almakta